Shadow Work ile bu postumda da devam ediyorum. “Gölge” terimi ilk olarak Carl G. Jung tarafından Benliğin bastırılmış veya reddedilmiş kısmını tanımlamak için kullanılmış. Robert Bly, A Little Book on the Human Shadow’da bu fikri popüler hale getiriyor. Bly, her birimizin “360 derecelik bir kişilik” olarak doğduğumuzu söylüyor. Ancak büyüdükçe, 360 derecelik pastamızın bazı dilimlerinin çevremizdeki insanlar tarafından kabul edilemez olduğunu öğrendik.
Belki ağladığımız için utandık ya da kızdığımız için cezalandırıldık. Belki de ilgi görmek istediğimiz ya da kendimizle gurur duyduğumuz için alay edildik. Böylece bizi incitenlerden pastamızın o dilimlerini bastırmayı öğrendik. Bly’a göre, bu kabul edilemez nitelikleri, o zamandan beri arkamızda sürüklediğimiz bir çantaya atmış gibiydik.
Shadow Work’te, “gölgeleri” çantaya doldurduğumuz tüm parçalarımız olarak tanımlarız. Bunlar “olumlu” kısımlar veya “olumsuz” kısımlar olabilir. Gölgelerimiz, ayırdığımız, bastırdığımız veya inkar ettiğimiz tüm o parçalarımızdır, yani göstermekten korktuğumuz kısımlarımız. Bir gölge çantasına sahip olmak bazen yararlı olabilir ancak çantanın ağırlığı bizi yavaşlattığında ve gerçekten olmak istediğimiz kişi olmamızı engellediğinde, çantayı açma zamanı gelmiştir. Torbaya bakmak, içindekileri incelemek ve neyin geri gelmesi gerektiğine bakmak için güvenli bir yer bulmak gerekir. Bulanlar şanslı 😊