Vakit bulup film izleyememiştim ne zamandır. Uçak yolculukları bunun için fırsat. Kötü yanı seçenekler çoktan seçilmiş sizin için. Seçilmişler içinden seçtim bir tane. Ve daha iyi olamazdı bir seçim.
Bordeaux’de yaşayan mutlu bir çift. Kadın Akciğer Kanseri olduğunu öğreniyor. Aslında öğrenmişken başlıyor film. Müthiş bir konu ya da kurgu yok. Duygusu fena.
İş güç sahibi, huzurlu, rahat modern kadının bir hastalık ile alt üst olan duyguları, yer yer sohbetlere konu eşinin çocuk özlemi, annesi ile sohbetleri, sevgilisinin gereksiz iyiliği, arkadaş çevrelerinin kadına kaygı ve merak dolu yaklaşımı, sevgilisiyle bir mekanda solunum cihazıyla dans ederken yaşadıkları aşk, ciğer nakil uyumu, günler geceler boyu düşünüşü, duygularının denk düştüğü Norveç’te yaşayan yaşlı bir adamın yanına gidişi, eşinden ayrılmak isteyişi, sevişemeyişleri, nöbetleri, sigara özlemi, içişi içemeyişi, ormanda yalnız yürüyüşleri, yine krizler, denizde yüzüşleri, nakli reddedişi, yaşlı adamla dostluğu, eşinin zorla arkasından Norveç’e gelişi, kıskançlık, yaşlı adamın evi bırakıp gidişi, kadının sevgilisini Bordeaux’ya uğurlayışı, yalnız kalışı, ölüme…
Bana neyi çağrıştırdı bilmiyorum. Gelecekten bir sahne gibi.
Evren bana bunu yaşatma. Reddederim biliyorsun.
güls..
