Prof. Dr. Vamık Volkan der ki; yas tutmak bireyseldir ve sizi hayata bağlar. Doğamız gereği bir kayıp olduğunda yas tutmak mecburiyetindeyiz.
Yas süreci boyunca kişiler kayıplarıyla yoğun bir ilişki kurar. Fiziksel olarak kayıp olan kişinin ya da şeyin zihinsel karşılığı hep kafanın içindedir. Yoğunluğu azalsa da yas tutmak ebediyen devam eder. Çünkü kaybın zihinsel ikisi hiçbir zaman kaybolmaz. İşte bu süreç sizi kayıp ile özdeşim yapmaya iter. Bu özdeşimlerin bazıları ise kazançtır.
Ağlasanız da, öfkelenseniz de, üzülseniz de sonuç olarak zenginleşen bir iç dünyaya sahip olursunuz. Bunun nedeni kaybolan kişinin fonksiyonlarını içinize alarak zenginleşmenizdir. Tabi bunların aksine yıkıcı özdeşimler yapmak da olası. Dolayısıyla yas tutmak pek çok şeyi değiştirir!