Kara Kurander

‘Sürükleniş, fena sayılmaz aslında. Ilık sıkıcılık çökmüş hayatımızın ortasına. Planlanmamış bir dakikamız yok. Hallaç pamuğu ne gerek. Sıçramasak evvele. Sonuçta bir toz bulutuyla düşüyorum ben o çukura.

O yılanın burnuyla gözlerinin arasında.

Derin çizgilerinin hemen üst ya da alt tarafında. Ağzım yüzüm. Bok bela. Korktuğum söylenemez. Korku çokça cehalet.

Dört başı mahmur bir karada, parmakları geliyor aklıma, yüzüyorum yosunlar boğazımda.

Kimsenin haberi yok, bak bu kız ne de güzel. Tırtıllar tabii ki uyuyor. Tırtılı öldüremiyorum. Değilse yaşayamıyorum.

Bir bela olmalı hayatımda, tutmalı beni uçurumun kenarında. Tırtılımı uykuya boğdum, ama kelebek arzum. Çıngırağını sallıyor. Koparıyorum ve toprak.

Yüreğimde bir ürperti, yeni yıldan. Kalkıyorum yerimden. Aynada bir şeytan. Bir gülümseme yüzümde. Bölüyorum ikiye. Biri tırtıla biri yılana. Sonra kapıyı kapıyorum kesiliyor.

Gülsünay Uysal, Ocak 2015

Category: Blog
Tags: Blog
Önceki yazı
Seenews isimli Avrupa Basına Verilen Röportaj
Sonraki yazı
Korkuyorum Anne

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

keyboard_arrow_up