Alev Alatlı derlemesiyle Batı’ya Yön Veren Metinler I’i okuyorum. Seneca’dan Mutlu Yaşama Dair bölümü çok ilgimi çekti. Kuşkusuz mutluluk meselesine kafa yoruşumdan. Ancak dahası var. Koçluk eğitimimde öğrendiklerimin birebir aynısının başka şekilde aktarımıyla karşılaşmamdan yaşadığım şaşkınlıktı aslında beni etkileyen. Benim dilim döndüğünce ve bana tesir edebildiği ölçüde bir araya getireceğim kelimeleri.
Mutlu yaşam çok kolay olduğu halde ona ulaşma arzunuz ne kadar yüksekse o kadar uzak düşersiniz diyor. Önce hedefinizin ne olduğunu belirlemelisiniz. Ve sizi o hedef götürecek en kolay yolu bulmalısınız. Ve her gün hedeflediğiniz yolun neresinde olduğunuzun, ne kadarını kat ettiğinizin idrakında olmalısınız. Rehbersiz ve amaçsız dolaşırsanız, sizi farklı yönlere çeken gürültü ve akortsuz sesler yaşamınızı yiyip bitirir. Hedefe ve yolun ne olduğuna karar verin ve yöneldiğiniz bölgeyi daha önce keşfetmiş olan tecrübeli bir rehber bulmayı ihmal etmeyin. Koçlukta yaptığımız tam olarak da bu. Ve çok önemli bir uyarı ekliyor tam bu noktada:
Yolculukların çoğunda iyi bilinen bir yol ve bölge sakinlerinden edinilen bilgiler sayesinde insan kaybolmaz; ama söz konusu yolculukta en iyi ve en sık aşındırılmış olan yollar en aldatıcı olanlardır. Yani önünüzdeki sürüyü koyun gibi takip etmeyin. Yeni bir overture niteliğinde bu cümle ile noktalayacağım ve bu konuya bir sonraki postumda devam edeceğim.