Şiir/Sevgilim Heyhat

“Sevgilim” duydun mu “gelişme”ler olmuş?

Yeni medya, bilgi toplumu, anlamsal web!

“Sevgilim” bir bilsen neler olmuş?

Ziyanlara zararlar doğmuş!

 

Gidelim! Gidelim “Sevgilim”!

Web 3.0’a bulaşmadan gidelim.

4.0’ı hiç işitmeyelim.

Siber zorbalıklara isyan edelim!

“Pasif saldırı”lara göğüs gerelim.

Mümkünse aktif olalım.

 

Kıralım “Öğrenilmiş Çaresizlik”in zincirini,

Yıkımı getiren yenilikleri bir bir biçelim!

 

El yazmacılığı yapalım,

Ellerimizle yazalım manifestomuzu!

Yeter diyelim “Dijital Dönüşümlere!”

“İç Görü”müzün itibarını biz yönetelim.

“Bu dalgalanmaların içinde olmamız gerekiyor”

Diyenlere gülelim!

 

Ağları bağlayalım,

Gel sonra beraber ağlayalım!

“Dislike” yetmez sevdiğim,

Köklerini kurutalım!

 

Evet özgürlük!

Evet ifade edelim!

Sınırlar da daralsın,

“Laissez faire-laissez passer”

Ama sınırları yok etmek var sevdiğim!

 

Altyapısı ve üstyapısıyla teknolojiyi,

Tüm “yeni” eğilimleri “Sosyal Web”te

Hatta heybetli kurumlara yazılmış,

Tüm dışa dönük donanmaları…

Ah pardon sevgilim!

Dil sürçmesi-bilinç sıçraması: Affet!

Tüm dışa dönük sosyal yazılımları yani,

Ver elini ve lanetleyelim!

Talan edelim!

 

Tüm zahiri alemleri, elalemleri.

Tüme varalım yakışlarda…

Yeter diyelim!

Ama yetinmeyelim.

Devam edelim.

 

“venceremos” ve “rumbala rumbala”

Bir de geleneklerimiz var ne ala!

 

Sanki içimde sirenler çalıyor,

Tırnaklarım sökülüyor,

Derimi kemiklerimden sıyırıyorlar.

 

Sevgilim dur!

Engel olma! Endişelenme!

Telaş yok!

Beni yapılandırılmış toplumların eğreti yasaları yok edemez.

 

Acı çekeceğim,

Diğerleri adına.

Acı çekeceksin,

Acıma dokundukça.

 

Acıyacağız sırayla ve bir arada.

Şükredeceğiz o kalp masajına!

 

Sünnet düğünleri!

Düğün masalları!

Yemin törenleri!

Bebek mevlitleri!

Bayram ziyaretleri!

Bayrak merasimleri!

Söz şerbetleri!

Cenaze törenleri!

Nişan bohçaları!

Evlilik yüzükleri!

Ya cüzdanları.

Nikah şahitleri!

Alaylar, halaylar, “gün”ler yani “hayali cemaatler”…

 

Dahası mı?

Yılsonu, yılbaşı, yılortaları!

Dönüm dönüm arsa paylaşımları!

Doğum günleri!

Ana, baba günleri!

 

Sonra sevgililer!

Görünümlüler…

Sermaye sahibi günleri,

Yılın her günleri!

Yıldönümleri!

 

Bayramlar! “Milli”ler!

Daha mı ileri gideyim!

İtiraf ediyorum:

Sevgilim bıktım putlara tapmaktan.

Bıktım susmaktan.

Susturamıyorum sevgilim.

 

Ben çok mu kötüyüm?

İhanet içinde miyim?

Çok mu vicdansızım?

Babam reddeder mi beni evlatlıktan?

Kötü bir evlat mıyım ben?

 

Affet babacığım;

Aşka inanıyorum!

Bunca yalanın arasında.

Kutlamasız bir aşk peşindeyim,

Korkmayın hala aynı evrendeyim!

 

Ah sevgilim, vah sevgilim!

Yetmez mi?

Yetirelim!

Bitirelim!

Sevgilim!

Ve heyhat!

Sevgilim “Hak”!

İzmir, 1 Aralık 2011

* Her yerime sinmiş olan ismet Özel’in Sevgilim Hayat şiirinden etkilendiğim kuşkusuz! Ondan esinlenerek bu şiirin ismini “Sevgilim Heyhat!” koydum. İsmet Özel’e saygılarımla…

Category: Blog
Tags: Blog
Önceki yazı
Çalışan Gönüllülüğü Şirkete Ne Katar?
Sonraki yazı
HAYALLAERİMİN PEŞİNDE / BARTIN ÜNİVERSİTESİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

keyboard_arrow_up